James Webb Uzay Teleskobu Neptün’ün Halkalarını Görüntüledi

James Webb Uzay Teleskobu Neptunun Halkalarini Goruntuledi
James Webb Uzay Teleskobu Neptunun Halkalarini Goruntuledi

Buz devi gezegen Neptün, James Webb Uzay Teleskobu (JWST) tarafından ilk kez tamamen yeni bir şekilde görüntülendi. Voyager 2 uzay aracı 32 yıl önce güneş sisteminden çıkarken Neptün’ün yanından geçtiğinden beri, bu görüntü gökbilimcilere gezegenin donmuş halkalarının en iyi görüntülerini sunuyor.

Astronomi Araştırmaları için Üniversiteler Birliği’nden (AURA) gezegen bilimci Heidi Hammel’e göre, “Soluk, tozlu bantlar otuz yıldır tespit edilmemişti ve onları ilk kez kızılötesinde görüyoruz” şeklinde açıklamada bulunuyor.

Heyecan verici bir şekilde, yeni James Webb Uzay Teleskobu görüntüsü, daha önce bilinen parlak, dar Neptün halkalarına ek olarak, Voyager 2’nin 1989’da gezegene yaptığı yakın ziyaretin bile ortaya çıkaramadığı, bilim insanlarının daha önce hiç görmediği Neptün çevresindeki bazı soluk toz halkalarını da ortaya çıkarıyor.

Hubble Uzay Teleskobu tarafından elde edilen görüntülerden buz devi ile ilişkilendirilen ayırt edici mavi renk, JWST Neptün fotoğrafında yok gibi görünüyor.

JWST, Neptün’ü yakın kızılötesi ışıkta gözlemleyerek, gezegenin atmosferindeki metandan kaynaklanan karakteristik mavi tonunu ortadan kaldırıyor. JWST, gezegenin donmuş bulutlarındaki metanın bu dalga boylarındaki ışığı büyük ölçüde emmesi nedeniyle parlak, yüksek irtifa bulutlarıyla kaplı olmayan alanlarda gezegeni nispeten siyah olarak görüyor.

Neptün’ün güney yarımküresindeki bir dizi parlak nokta, JWST fotoğrafında göze çarpan bir başka nesnedir. Bunlar, bulutlardaki metan buz devinin atmosferinde emilmeden önce güneş ışığını yansıtan yüksek irtifa buz bulutlarıdır. Neptün’ün güney kutbunda daha önce tanımlanmış bir girdabı çevreleyen yüksek enlem bulutlarından oluşan kesintisiz bir kuşak da JWST görüntüsünde aynı şekilde vurgulanmaktadır.

Buna ek olarak, gezegenin ekvatorunu çevreleyen küçük, zayıf bir parlaklık çizgisi görülebilir. Bu da Neptün’ün atmosferinin küresel olarak nasıl dolaştığının bir göstergesi olabilir ve buz devi boyunca rüzgarların ve fırtınaların esmesine neden olabilir.

Görüntü ayrıca Neptün’ün kuzey kutbunda alışılmadık bir nesneyi de ortaya çıkarıyor. JWST’nin Dünya’dan yaklaşık bir milyon mil (1,5 milyon kilometre) uzaklıktaki konumundan bakıldığında, Neptün’ün kuzey kutbu, Güneş etrafındaki 164 Dünya yılı uzunluğundaki yörüngesinde şu anda görüş alanının hemen dışında kalıyor. Buna rağmen, Neptün’ün kuzey kutbunun etrafındaki bölge, şimdiye kadar yapılmış en güçlü uydu teleskobu tarafından görüldüğü gibi, ilgi çekici bir parlaklıkla görüntülendi.

Bilim insanları için faydalı olan JWST fotoğraflarında Neptün’ün uydularından yedisi de görülebiliyor. Özellikle Triton uydusunu simgeleyen parlak bir ışık noktası, Neptün perspektifinin yakınlaştırılmış versiyonunda buz devinin hemen üzerinde görülebilir. Neptün’ün bu uydusu, üzerine vuran güneş ışığının yaklaşık %70’ini yansıtan ve metan karanlığındaki Neptün’ü gölgede bırakarak göz kamaştırıcı görünmesini sağlayan donmuş bir yoğunlaştırılmış nitrojen örtüsüyle kaplıdır.

Gezegenin görünür uyduları Webb’in Neptün’ün Yakın Kızılötesi Kamera (NIRCam) görüntüsünün bu yorumunda tanımlanmıştır. Neptün’ün yörüngesinde döndüğü bilinen 14 uydudan yedisi bu resimde görülüyor.

for stsci site imageb neptunelabeled
Webb’in Neptün’ün Yakın Kızılötesi Kamera (NIRCam) görüntüsünün bu yorumunda gezegenin görünür uyduları tanımlanmıştır. Neptün’ün yörüngesinde döndüğü bilinen 14 uydudan yedisi bu resimde görülüyor. (Resim kredisi: STScI, CSA, NASA, ESA)

Neptün uzak görünebilir çünkü Güneş’ten Dünya’nın yıldızımızdan uzaklığından 30 kat daha uzaktır. Ancak JWST’nin incelemek üzere tasarlandığı milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksiler ve yıldızlarla kıyaslandığında bu değer küçük kalmaktadır.

Neptün görüntüsü ayrıca, JWST’nin son derece uzak kozmik nesneleri incelemek ve milyarlarca yıl önce var olduğu haliyle evrene zamanda geriye doğru bakmak üzere tasarlanmış olmasına rağmen, güneş sisteminin içinden hala önemli ve çığır açan bulgular ürettiğini göstermektedir.

Kaynak: Space

Günceleme: 22/09/2022 11:02

Benzer Reklamlar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*